Türkiye'de yoksulluk oranlarının en fazla olduğu bölge aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
Düzey 2 bölgelerine göre yoksulluk oranlarına baktığımızda, yoksulluk oranlarının Batı Marmara ve Akdeniz bölgelerinde yüksek olduğu görülmektedir. Doğu Marmara, Doğu Karadeniz ve Ege bölgeleri ise yoksulluğun düşük olduğu bölgelerdir (Tablo 2.16). İç Batı Anadolu bölümü Ege bölgesinde, Antalya bölümü ise Akdeniz bölgesindedir. Doğru cevap C'dir.
Gelir eşitsizliği göstergelerinden Dünya Bankasının derlediği Gini katsayısı verilerine göre; 0,55’in üzerinde Gini katsayısı değeri olan ülkelerden biri değildir?
Gelir eşitsizliği göstergelerinden Dünya Bankasının derlediği Gini katsayısı verileri aracılığıyla ülkelere baktığımızda, Güney Afrika, Botsvana, Namibya, Zambiya gibi birçok Afrika ülkesinin 0,55’in üzerinde Gini katsayısı değerine sahip olduğu görülecektir. Diğer taraftan Ukrayna, Slovenya, Çekya gibi Merkezî Doğu Avrupa ülkelerinde ise 0,25 seviyelerindeki Gini katsayısı değerleri ile gelir eşitsizliğinin en az olduğu ülkeler konumundadır
Aşağıdakilerden hangisi üye ülkelerin tarım politikalarını siyasal ve ekonomik anlamda bütünleştirmeyi hedefleyen Avrupa Birliği (AB) Ortak Tarım Politikasının (OTP) temel ilkelerinden Ortak Mali Sorumluluk İlkesinin anlamıdır?
Ortak mali sorumluluk ilkesi doğrultusunda AB’de OTP’ye ilişkin tüm harcamalar, üye ülkeler tarafından ortaklaşa karşılanacaktır. Bu amaçla, 1962 yılında AB bütçesi içerisinde Tarımsal Yönlendirme ve Garanti Fonu (FEOGA) oluşturulmuştur
Aşağıda Sosyal Güvenliğin Kapsamı ile ilgili bilgilerden hangileri doğrudur?
I-Sosyal güvenliğin temeli, bireylerin yaşamlarında karşılaşabilecekleri muhtemel risklere karşı önceden tedbir almalarına dayanır.
II-Sosyal güvenliğin kapsamında kısa ve uzun vadeli ekonomik ve sosyal risklere karşı sigorta oluşturulması ve belirlenen hak sahiplerine aylık bağlanması ya da diğer ödemelerin yapılması yer almaktadır.
III-Geniş anlamda sosyal güvenlik kapsamına sosyal hizmetler ve sosyal yardımlar da girmektedir.
IV-Sosyal güvenlik kavramı her ne kadar sosyal yardım ve sosyal hizmetleri de içeren geniş bir anlama sahip olsa da sosyal güvenlik sistemleri ağırlıklı olarak sosyal sigortalar temelinde oluşmuştur.
Sosyal Güvenliğin Kapsamı Sosyal güvenliğin temeli, bireylerin yaşamlarında karşılaşabilecekleri muhtemel risklere karşı önceden tedbir almalarına dayanır. Bireyler yaşamları boyunca kendi iradeleriyle (analık ve aile sahibi olma) ya da iradeleri dışında çeşitli mesleki (iş kazası, meslek hastalığı ve malullük), fizyolojik (hastalık, yaşlılık, ölüm gibi) ve sosyoekonomik (işsizlik, yoksulluk) risklerle karşı karşıyadırlar. Bireylerin giderek artan sosyal güvenlik ihtiyaçlarına cevap vermek, onlara insan onuruna yaraşır huzurlu ve mutlu bir yaşam sunmak sosyal refah devletinin temel yükümlülükleri arasındadır. Uluslararası standartlar bakımından sosyal güvenliğin kapsamında kısa ve uzun vadeli ekonomik ve sosyal risklere karşı sigorta oluşturulması ve belirlenen hak sahiplerine aylık bağlanması ya da diğer ödemelerin yapılması yer almaktadır. Geniş anlamda sosyal güvenlik kapsamına sosyal hizmetler ve sosyal yardımlar da girmektedir. Sosyal hizmetler daha çok bakıma muhtaç durumdaki bireylere yönelik verilen ve onların onurlu bir yaşam için gerekli tüm ihtiyaçlarının karşılanmasını kapsamaktadır. Sosyal yardımlar ise yoksulluğu ortadan kaldırmaya yönelik yardımlardır. Sosyal güvenlik kavramı her ne kadar sosyal yardım ve sosyal hizmetleri de içeren geniş bir anlama sahip olsa da sosyal güvenlik sistemleri ağırlıklı olarak sosyal sigortalar temelinde oluşmuştur. Artık sosyal güvenlik ihtiyacının yalnızca sosyal sigortalarla karşılanması olanaklı değildir (DPT, 2007a, s. 2). Günümüzde aile bağları başta olmak üzere geleneksel dayanışmanın giderek zayıflaması, özellikle sosyal dışlanmayla mücadele açısından sosyal hizmetlere duyulan gereksinimi artırmaktadır (DPT, 2007a, s. 3). Dolayısıyla, sosyal güvenliğin kapsamı da genişlemektedir. Sosyal güvenlik ihtiyacı çağdaş toplum için bir zorunluluk hâline gelmiştir. Geniş açıdan bakıldığında, sosyal güvenlik toplumun refahının artırılması ve yaşam standartlarının yükseltilmesi için sosyal ve ekonomik politikaların hayata geçirilmesini kapsamaktadır.
Türkiye’de üretilen kamu mal ve hizmetlerinin dağılımı, kamu bütçesi içindeki aldığı paylara göre verilmektedir. 2010-2018 döneminde fonksiyonel sınıflandırmaya göre kamu harcamalarının merkezi yönetim bütçesindeki payı bakımından bütçeden en yüksek payı aşağıdaki harcama kalemlerinden hangisi almıştır?
Genel kamu hizmetleri bütçeden en yüksek payı almakla birlikte, oransal olarak düşme eğilimi göstermektedir.
Bir sosyal güvenlik sisteminin sağlıklı bir finansman yapısına sahip olması için aktüeryal dengenin .................... (1 emekli başına düşen çalışan kişi sayısı) olması gerekmektedir.
Yukarıda cümle aşağıdakilerden hangisi ile doğru bir şekilde tanımlanır?
Sorunun doğru yanıtı C şıkkıdır. Bir sosyal güvenlik sisteminin sağlıklı bir finansman yapısına sahip olması için aktüeryal dengenin en az 4 (1 emekli başına düşen çalışan kişi sayısı) olması gerekmektedir.
İşgücüne katılma oranı (İKO), nüfusun işgücü olan kısmının kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfusa (15 ve üstü yaş grubuna) oranıdır. İKO, nüfusun yaş gruplarına göre dağılımının yanı sıra okullaşma oranı, emeklilik yaşı, kişi başına gelir düzeyi gibi pek çok ekonomik ve sosyal değişkene bağlıdır.
Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'nin 2001 yılında 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile birlikte 2001-2023 dönemini kapsayan Uzun Vadeli Stratejisi'nde belirlenen hedeflerinden biri değildir?
Türkiye, 2001 yılında 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile birlikte 2001-2023 dönemini kapsayan Uzun Vadeli Stratejisi’ni (Vizyon 2023) belirlemiştir. Bu kapsamda 2001-2023 döneminde yıllık ortalama büyüme hızının %7 dolayında olması ve büyümenin yaklaşık %30’unun toplam faktör verimliliğinden kaynaklanması, böylece 1998 yılında 3.200 dolar olan kişi başına gelirin 2023 yılında AB ülkeleri düzeyine yaklaştırılması hedeflenmiştir. Türkiye’nin, dönem sonunda ulaşacağı 1,9 trilyon dolar civarında hasıla düzeyi ile dünyanın ilk on ekonomisi arasına gireceği öngörülmüştür.